Andante 2012
‘Londra Belediyesi’nde Türk Kasidesi’ 1867’de Sultan Abdülaziz’in Londra ziyareti onuruna görkemli bir şekilde seslendirilen Türk Kasidesi, 144 yıl sonra yine bir resmi ziyaret vesilesiyle yeniden seslendirildi. Tarihin katmanları arasında unutulan bu anlamlı eserin öyküsünü, onu yıllar sonra ilk kez ortaya çıkaran ve yeniden seslendirilmesini sağlayan yazarımızdan dinleyelim. Andante, Ocak 2012, sayı: 65 |
‘Puccini ile Milano’da bir sabah kahvesi’
Yazarımız, opera tarihinin en büyük bestecilerinden biri olan Giacomo Puccini’nin hayattaki tek varisi olan torunu Simonetta Puccini ile geçtiğimiz günlerde bir araya gelip sohbet etti. Halen dedesinin geride bıraktığı tüm mirası yöneten Vakfın başında olan torun Puccini aynı zamanda yazarımızın bu gezisinde kapılarını araladığı, her yıl prestijli bir opera festivaline ev sahipliği de yapan Torre del Lago’daki ünlü evinden de sorumlu. Andante, Şubat 2012, sayı: 66 |
‘Edward Elgar’ın İstanbul ve İzmir günlükleri’ İstanbul’da bir Oxford olduğunu Sir Edward Elgar’dan öğrendim desem, inanır mıydınız? Elgar’ın doğduğu, Worcester şehrine yakın, Lower Broadheath Köyü’ndeki müze evini bundan bir buçuk sene önce ziyaret etmiş ve intibalarımı “Maskenin Arkasındaki Adam: Edward Elgar” başlıklı yazımda, Andante’nin Aralık 2010 sayısında kaleme almıştım. Ancak, o zaman Elgar’la başlayan bu dostluğun, kendi ülkeme dair bana ufak tefek daha çok nükteler öğreteceğinden habersizdim; maskenin arkasındaki o adam meğer daha ne çok gizemi maneviyatında saklıyormuş… Elgar’ın İstanbul günlüğünden bahsediyorum. Evet, Sir Edward Elgar’ın 1905’te İstanbul’a geldiğinde gözlemlerini not aldığı ve Türk müzik tarihinde hiç bilinmeyen, el yazması orijinali Birmingham Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunan o çok tarihi, kısa anı defterinden. Ve haliyle, Andante’nin satırlarında sizlerle ilk defa bu defterin içeriğini detaylıca paylaşmanın heyecanını duyuyorum. Andante, Mart 2012, sayı: 67 |
‘Carnegie Hall’da mehtaplı bir gece’ Amerika’da yaşayan kemancımız Selim Giray, 8 Ocak 2012 tarihinde New York’un Carnegie Hall kompleksinin oda müziği icra edilen Weill Resital Salonu’nda, piyanist Gulimina Mahamuti eşliğinde, Türk ve Uygur bestecilerin eserlerinden oluşan bir resital sundu. Resitalde, henüz öğrenciyken yazdığı Keman Konçertosu’nun piyano eşlikli aranjmanı da seslendirilen yazarımız, bu özel anlara tanıklık etmek için salondaki yerini almıştı. New York, sadece bu konser ve çalınan eseriyle değil, Saygun, Yunus Emre Oratoryosu, Stokowski üçgeninde 50 yıl önce yaşananlar sebebiyle de, yazarımızın zihninde zengin çağrışımlar üreten bir şehir… Andante, Nisan 2012, sayı: 68 |
‘V. Murad balesi nasıl doğdu?’ Son dönemde imza attığı birbirinden değerli araştırmalarla Osmanlı hanedanının Batı müziği alanındaki beste çalışmalarını tüm dünyada bilinir kılan müzikolog Dr. Emre Aracı kariyerinde yeni bir sayfa daha açı- yor. Osmanlı Padişahı V. Murad’ın trajik yaşamı üzerine kurulu bir bale eseri ortaya çıkaran yazarımızın merakla beklenen eserinin dünya prömiyeri 3 Mayıs’ta Ankara Devlet Operası’nda yapılıyor. Aşağıdaki satırlarda, bu eserin ortaya çıkış öyküsünü bulacaksınız… Andante, Mayıs 2012, sayı: 69 |
‘Çaykovski'nin İstanbul'da dinledigi Beethoven senfonisi’ “Çaykovski İstanbul’da gittiği bir konserde Beethoven’in 6. Senfoni’sini dinlemiş”. Biri gelip bana böyle bir şey söylese “Herhalde 1 Nisan şakası yapıyorsunuz” derdim. Andante’nin Haziran sayısında yayımlanan bu makalemi gerçekten de güneşli bir "1 Nisan” günü öğleden sonrasında kaleme almaya başlamış olduğum için muhtemelen aklıma gelen bu düşünceye rağmen, giriş cümlemde ifade ettiğim sözler, şaka olmaktan çok, hem de çok öte. Şaka gibi olan, belki de, müzik tarihimizde böylesine enteresan bir hadisenin bilinmiyor oluşu, ne yazık ki. İşte yine salkım saçak ipuçlarını bir araya getirerek çözmeye gayret ettiğim bir müzik bulmacasının enteresan hikâyesini huzurlarınızda günışığına çıkartırken, karanlıkların esasında ışık eksikliğinden değil, bakış açısı ayarsızlığından kaynaklandığını görüyorum. Ama bu ince bir ayar; yeter ki ışık olsun… Tepebaşı’nda Çaykovski nasıl oldu da o konsere katıldı? İstanbul’da o devir Beethoven senfonileri mi çalınırdı? İşte bu makalede hep birlikte keşfedeceğiz… Andante, Haziran 2012, sayı: 70 |
‘Edinburgh’un Reid Konser Salonu’nda 20 yıl’ Edinburgh Üniversitesi bünyesinde kurulan yaylı çalgılar orkestrası Edinburgh University String Orchestra (EUSO) 20. yılını, kurucusu olan yazarımızın katılımıyla 2 Haziran 2012 tarihinde özel bir konserle kutladı. Emre Aracı, konser izlenimlerini ve yıllar önce Adnan Saygun’un da konuk olduğu Reid Konser Salonu’nun tarihinden sayfaları Andante okurları ile paylaşıyor. Andante, Temmuz-Ağustos 2012, sayı: 71 |
‘Benjamin Britten’ın İstanbul ve Ankara ziyareti’ 20. yüzyılın önemli bestecilerinden Benjamin Britten ve tenor Peter Pears, Uzak Doğu ülkelerine kadar uzanacak turnelerinin ikinci durağı olarak 1955 Kasım’ında Türkiye’yi ziyaret ederler. İstanbul ve Ankara’da verdikleri üç resital, izleyiciler ve Türk basını tarafından görülmemiş bir ilgiyle karşılanır, geniş ses getirir. Turnenin en dikkat çekici yanlarından biri de Britten’ın Cemal Reşit Rey ile tanışması ve bestecimizin eserlerini İngiltere’de yayımlatma arzusudur. Andante, Eylül 2012, sayı: 72 |
‘Yusuf Agâh Efendi’nin Londra günleri’ Sultan III. Selim’in dünyaya açılma politikası izlediği dönemde İngiltere’ye tayin edilen ilk daimi Türk büyükelçisi Yusuf Agâh Efendi, kısa sürede aristokrasi ve basının ilgi odağı haline gelmişti. Ardında, Haydn’ın ünlü senfonilerinden birine ilham verebilecek kadar renkli izlenimler bırakan elçimizin öyküsünü birlikte okuyalım. Andante, Ekim 2012, sayı: 73 |
‘Blanche Arral’ın olağanüstü opera maceraları’ Bir zamanların hayranlık uyandıran prima donnalarından Blanche Arral’ın kendi dönemine ışık tutan renkli anıları, İstanbul’a gelişini, bu şehirdeki izlenimlerini ve Sultan II. Abdülhamid’in huzurunda verdiği temsili de içeriyor. Yazarımız, Arral’ın uzun yıllar sonra yayımlanabilen anılarından derlediği ilginç sayfaları Andante okurlarıyla paylaştı. Andante, Kasım 2012, sayı: 74 |
‘Liszt’in evinde bir konser ve unutulmuş bir Türk-Macar Dostluk Marşı’ Yazarımızın yönetimindeki İstanbul Devlet Senfoni orkestrası sanatçıları, kemancımız Cihat Aşkın ile birlikte kasım ayında Macaristan’da iki konser gerçekleştirdi. Szeged kentindeki konserden sonra Büyükelçimize takdim edilen notalar ise, Midhat Paşa’dan Massenet ve Liszt’e kadar uzanan bir dostluk öyküsünün ilk kez gün ışığına çıkan tanığıydı. Andante, Aralık 2012, sayı: 75 |
Copyright © 2000-2024 EMRE ARACI